“Yöneticinin görevi kahraman olmak değil, kahraman yetiştirmektir.”

Bu cümle kişisel gelişim ve iyi yönetici olmayla ilgili kitaplarda rastladığımız cümlelerden biridir aslında. Gerçek hayatta ise %100 görülen ve uygulanmayan durumlardan da biridir. Hele ki Kamu kurumlarda genelde karşılaştığımız durumdur bu. Her yönetici bir üstüne karşı kendini göstermek için ön planda olmak isterler. Bir ürünün, bir işin kahramanı olmak isterler. Tabi bunu yaparken asıl kahramanların üstüne bazen bilerek, bazen de bilmeyerek basıp geçerler. Çalışanlarını basamak olarak kullanıp yükselmek isterler. Esasında insanın doğasında vardır kendini gösterme isteği. 

İşinde iyi olan kimseler, güç motivasyonuna bakılmaksızın yönetici konumuna getirildilklerinde bazı sorunlar oluşmaya başlamaktadırlar. Bu kimselerin başarı motivasyonu yüksek ama güç motivasyonu bu kadar hatta hiç yüksek olmayabilir. Başarı motivasyonundan kastımız devam en iyiyi en güzeli başarmak istemeleridir. En iyisi olmadığı zaman durumdan rahatsız olmalarıdır. Bu iyi birşeydir. Ama bunlar oluşurken bir ekip ile oluştuğunun, bir takım çalışmasıyla olmasının ve bunun farkında olmak işte bu güç motivasyonudur.  Güç motivasyonu olmayan yöneticiler başarı hazzını tatmak için her işi kendileri yapmak isterler.  Bunu yaparken başkalarının başarılarını kendi başarıları gibi gösterirler. Tek isim olmak isterler. Bazen de tam tersi ekibindeki başkalarının başarılarını kendi başarısı gibi görmeyebilir, yaptığı işi kabullenmeyebilir. Oysa ki benlik değil birlik bakış açısıyla yaklaşmalıdır.  

Yönetici kahraman olmamalı, kahraman yetiştirmelidir ki daha iyiye daha güzele ekip olarak ulaşabilsin ve yönettiği ekibi ile iletişim kurabilsin. Tabi bunların olması için yöneticileri atayan yöneticilerinde bu özelliklere sahip olması gerektiğini unutmayalım 🙂

 

* Çeşitli kitaplardan ve makalelerden derlemedir. 

 

Bir yorum bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.